Kapalıçarşı’ya çiğ köfteci Seher olarak giren Tülin Özen: ‘Beyaz Gelincik’te Olgun Şimşek’le oynadığım için hep çok şanslı olduğumu düşünüyordum. ‘Kapalıçarşı’da karşılıklı konuşan çok daha farklı iki karakter var. Olgun Şimşek’in ‘Mahmut’ haliyle oynamak da çok keyifliymiş
Her bölümü merakla beklenen ‘Kapalıçarşı’ dizisine dahil olan güzel oyuncu Tülin Özen, diziyle ve sinema sektörüyle ilgili konuştu. Çok film çekilmesinin iyi bir şey olduğunu belirten Özen, yapımların aceleye geldiğini söylüyor.
‘Kapalıçarşı’ya dahil oluş hikâyeniz nedir?
Diziye katılma hikayem, hemen hemen bütün diğer işlerle aynı aslında… Bir gün telefon çaldı, açtım “Kapalıçarşı’ya yeni bir karakter girecek, bunun için sizi düşündük, bu aralar müsait misiniz?” dendi. Sonrasında karakter ve senaryo üzerine konuşuldu ve çift taraflı kabul ettik.
BU İKİNCİ ŞANS!
Daha önce ‘Beyaz Gelincik’teki belalınız Olgun Şimşek’le tekrar biraraya gelince nasıl hissettiniz?
Olgun çok güzel bir insan ve karşılıklı oynaması çok eğlenceli biri… ‘Beyaz Gelincik’te onunla oynadığım için hep çok şanslı olduğumu düşünüyordum. ‘Kapalıçarşı’da ise sete girince anladım ki, bu sefer karşılıklı konuşan çok daha farklı iki karakter var. Olgun Şimşek’in ‘Mahmut’ haliyle oynamak da çok keyifli ve heyecanlı. Bir şansı ikinci kere yakalamış olmak çok güzel bir his.
Yine aranızda bir aşk doğacak galiba…
Bakalım hep beraber göreceğiz..
Biraz oynadığınız karakterden bahseder misiniz?
Seher yeni boşanmış, hayata tüm özgürlüğüyle, zorlanacağını bilerek de olsa yeniden başlamaya karar vermiş bir karakter. İnsanlara karşı tavrı son derece samimi ve dobra biri. Ayaklarının üzerinde sağlam duruyor.
KADRO İYİ NİYETLİ
‘Beyaz Gelincik’teki gibi yine çok sağlam bir kadroyla çalışıyorsunuz. Set ortamınız nasıl?
Benim bu işi kabul ederken en çok dikkat ettiğim şey; böyle bir kadronun varlığıydı. Gerçekten müthiş bir kadroya dahil oldum. Belki izleyenler görmüyor ama bu diziyi bu kadar sıcak ve samimi yapan en önemli şeylerden biri de şu ki; kamera arkasında da çok iyi niyetli ve başarılı bir ekip çalışıyor.
Aldığınız rollerde kendi yaşamınız ve kişiliğinizden o role yansıttığınız unsurlar oluyor mu?
Projelere başlama aşamasında rolün kendime benzettiğim yanları, benim daha sağlam ayakta durmamı sağlıyor ister istemez. Ama sonraları daha çok karakterin çerçevesine girmiş oluyorsunuz. Böyle bir durum pek olmuyor yani.
ROLLERİN HEPSİ AYNI MESAFEDE
Oynadığım rollerin hemen hepsi bana son derece yakın, aynı zamanda son derece uzak. Bir insanı, kendisi haline getiren karakter özellikleri, başka birinde tamamen aynı olamaz. Bazı çok genel özellikler benzeyebilir ama bunlar da o kadar büyük sıfatlar ki, ne beni, ne de kimseyi tanımlandırmaz.