Seyircinin Zararını Kim Ödeyecek?

Konu: Seyircinin Zararını Kim Ödeyecek? C.tesi Ocak 30, 2010 7:15 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Adalet mi bu? Milletin tutkuyla bağlandığı dizi oyuncuları çeşitli nedenlerle yapımdan ayrılıyor ya da gönderiliyorlar. Senarist hemen kalemini yontuyor ve o karakterin kalbine saplayıp, onu öldürüyor. Ölen kahramanın ardından ağlayıp, zırlamak da seyirciye kalıyor. Geçen sezon "Elveda Rumeli" de Vahide'nin (Berrak Tüzünataç) ölümü neredeyse bütün ülkeyi yasa boğmuştu. Millet ekran başında katıla katıla ağlamış, gözyaşları sel olmuştu. Sonra bir de baktık ki bizim Vahide, 100 yıllık zaman sıçramasıyla "Bu Kalp Seni Unutur mu?"da devrimci olmuş... Ekran başındakileri en fazla üzen ölümlerden biri de "Kavak Yelleri"ndeki Efe'nin (Dağhan Külegeç) vefatıydı. Dizinin tiryakileri, cesedi bulunamayan Efe'nin bir gün dönüp, geleceği umuduyla gözlerini hâlâ ekranın ufuk çizgisinden ayıramıyorlar. "Adanalı"nın en başından beri, ekibin ayrılmaz bir parçası olan Komiser İdil de (Selin Demiratar) geçenlerde Hakkın rahmetine kavuştu. Ekran başında bir yas da onun için tutuldu... Bakalım onu ne zaman, nerede hangi role bürünmüş olarak göreceğiz. "Yaprak Dökümü"nde Cem (Kıvanç Kasabalı), Şevket'in aptallıklarına daha fazla dayanamayarak kalp krizi geçirdi ve öldü. Daha kırkı çıkmadan bir de baktık ki "Samanyolu"nda yıldız olarak pırıl pırıl parlıyor... Tam onun acısına alışmıştık ki, bu kez "Kapalıçarşı" nın Cemal'i (Nejat İşler) toprak oldu... Ardından da "Kurtlar Vadisi"nin Doktor Asu'su (Miray Sonkan) zehir içip, canına kıydı... Sevdikleri, aylardır tutkuyla izledikleri dizileri Reyting Hazretleri'nin gazabına uğrayıp, yayından kalkacak diye ödü kopan seyirciyi şimdi bir de "Acaba sevdiğim karakter ile yapım şirketinin arası açılır mı?" korkusu sardı. Malum, yapım şirketleri ile oyuncular arasında ağır tazminat hükümleri de içeren sözleşmeler yapılıyor. Yollar ayrılırken ya el sıkışıyorlar ya da mahkemelik oluyorlar. Peki ya ekran başındaki izleyicinin "duygu ziyanlığını, vakit kaybını ve düş kırıklığını" kim tazmin edecek? Bunu düşünen var mı? Sakın ola ki kimse çıkıp, "İzlemeselerdi efendim, başlarına silah mı dayadık?" deyip, işin içinden sıyrılmaya kalkmasın. O seyirci sizin dizinizi izlesin diye dört takla atan kim? Reyting getirince velinimet, talep edince def-i bela, illet... Yok öyle yağma!